Teori nasıl mı yapılır?

Teoriyi sevelim, sevdirelim istiyorum. Keşke söylemeyle olsa. İyisi mi bu işi erbabından dinleyelim. Yıllar sonra Cem Say hocadan bir kez daha ders almanın tadına doyulmaz benim için. Şöyle kenara kayın.


Sevgili dostum İlker hoca benden Bol Bilim için “teorik konularda nasıl çalışılır” konulu bir yazı istediğinde aklıma şu ünlü “Teorik olarak teoriyle pratik arasında fark yoktur, ama pratikte vardır” lafı geldi. Bol Bilim harika bir kaynak, ve bizim vaktiyle el yordamıyla, kafa göz yararak keşfetmek zorunda kaldığımız “bilimciliğin püf noktaları”nı çok tatlı bir şekilde tanıtıyor, ben de yararlanıyorum açıkçası. Pınar ve İlker hocalar kadar iyi yapamayacağımdan emin olsam da, ricalarını kırmak olmaz, ben de bir şeyler karalayayım bu “teorinin farkı nedir” mevzuunda:

Her bilim dalının bir teorik çekirdeği olur. Alabildiğine uygulamalı, gerçek hayata dokunan bir alan gibi görünenlerin bile. Kendi konumdan bir ters örnek vereyim. Ben bilgisayar mühendisiyim; yaşamı değiştiren teknolojik yeniliklerin ardının arkasının kesilmediği bir alan. Tam bu yazıyı yazmaya çalışırken Apple şirketi kişisel asistan Siri’nin Türkçe konuşan sürümünü çıkardı. Vaktiyle Türkçe anlayan bilgisayar programları konusuna emek vermiş birisi olarak çok duygulandım. Siri’nin ortaya çıkışı konuşma çözümlemesinden dil gösteriminin geliştirilmesine birçok adımı olan büyük bir proje, büyük bir başarı. Bu saydığım teknolojiler üzerine nice doktora derecesinin bu çalışma kapsamında verildiğine eminim. Ama bana sorarsanız (belki uzun süre önce hiç Apple kullanmamış birkaç kişinin attığı temelleri saymazsak) bunların neredeyse hiç biri teori doktorası değil.

Teori konunun temelini anlayıp üzerinde akıl yürütmeye yarayan bir kavram çerçevesi, sözkonusu bilgi alanının güncel teknik detaylardan arındırılıp idealleştirilmiş ve böylece üzerinde düşünce deneyleri yapılabilecek bir oyun masası haline getirilmiş bir modelidir. Sözgelimi bilgisayar biliminin kuramında idealleştirilmiş bilgisayarlardan söz ederiz, ama onların elektrikle mi suyla mı çalıştığı, ekranlarının olup olmadığı, saniyede kaç işlem yapabildikleri gibi ayrıntıları söz konusu etmeyiz. Kuşkusuz bir süre sonra eskiyecek olan bu tür güncel özelliklerden arınmış modeller hakkında vardığımız sonuçlar, tam da bu nedenle, sadece bugünün bilgisayarları için değil, evrenin her köşesinde herhangi bir zamanda var olabilecek hesaplama sistemleri hakkında, her zaman geçerli olurlar. Doğa yasalarına dokunduğumuzu hissedip seviniriz.

Teori araştırmacısı nasıl olunur?

Önce seveceksiniz! Eğer lisans eğitiminiz sırasında alanınızın teorik dersleri pek hoşunuza gitmemişse, sözgelimi bilgisayar kuramı size “öff, matematik dersine mi geldik!” dedirtiyorsa, ya da başka herhangi bir konuyu bundan daha ilginç ve meşgul olmaya değer buluyorsanız tebrikler, siz teorici olmayacaksınız demektir. Yok eğer teori en sevdiğiniz dersler arasındaysa, notunuz da yüksekçeyse, orada gördüklerinize sıkılmadan çok fazla zaman ayırabileceğinizi hissediyorsanız, bu konuda derste açık kalan ve merak ettiğiniz sorular varsa, İnternet’te vs. araştırıp öğrenmek istiyorsanız, ilk testi geçtiniz, şimdi bir hoca bulmanız gerekmekte.

Hoca konusunu teorik çalışmanın öncülleri arasında vurgulamamın sebebi var. Elbette diğer alanlarda da lisansüstü öğrenim için bir tez hocası bulmak gerekli, ama teoride (özellikle bizim diyarlarda) bu konulardaki hoca sayısı görece daha az. Uzmanlık alanı farklı bir hocayla çalışır ama yine de teori yaparım, kendi öğrendiklerimi hocaya da öğretirim diyorsanız, süper bir insan olduğunuza inanıyorsunuz demektir, inşallah öyledir, başarılar dilerim.

Başlangıçta hem ilgili kaslarınızı güçlendirmek, hem de bilgi yüklenmek için olabildiğince lisansüstü teori dersi alacaksınız. (Tabii bulabilirseniz, bkz. yukarıdaki paragraf!) Çevrede hocaların ve öğrencilerin oluşturduğu bir teori okuma grubu, seminer serisi vs. varsa başlarda bir şey anlamadığınızı hissetseniz bile muhakkak katılın. İnternet harika bir icat, ve her konuda paylaşımı seven güzel insanlar var; başka üniversitelerdeki hocaların, doktora öğrencilerinin bloglarını düzenli olarak okuyun, nice dev bilimcinin ders ve seminerleri YouTube’da, izleyin, çok şey kazanacaksınız.

Ya araştırmanın kendisi?

Geldik araştırmaya. Hocanızla bir soru belirlemeniz gerek. Şöyle “verimli”, yani el attıkça yeni sorular doğuran cinsten bir şey. Pınar hoca bu sorunu çok güzel yazmış. Teorik çalışmada bu, işin yarısından çoğudur. Okuyacaksınız. Bir noktada hocanın okumadığı şeyler de okumaya başlayıp ona anlatır durumda bulacaksınız kendinizi.

Yıllar önce teori çalışacak ilk doktora öğrencime burs sağlayabilmek için bir TÜBİTAK proje önerisi yazıyorduk. Formata göre proje takvimi, ara hedefler vs. planlanıp öneri formuna yazılmalıydı. Fark ettim ki, önceden yazdığım “mühendislik” araştırma önerilerinden değişik bir durumla karşı karşıyayım. “Altıncı ayda şu, on ikinci ayda da şu teoremi kanıtlayacağız” diye bir iddiada nasıl bulunabilir ki insan? Açık sözlülükle forma “şu soruyu inceleyeceğiz, ama tam olarak hangi sürede ne yapmış olacağımız hakkında net bir şey söyleyemeyiz” yazdım. Neyse ki değerlendirmeyi yapan hocalar beni anladı. Mutlu sona vardık, beklentilerimin çok üstünde verimli bir tez ve dolayısıyla proje çıktı ortaya. Ama sonda varacağımız noktayı başta gerçekten de ikimiz de bilmiyorduk.

Bazen takılabilirsiniz. Bazı sorular birkaç gün değil, birkaç ayda çözülür. Bunun için sebat gerekir. Öte yandan sonsuza dek takılmak istemezsiniz. Hem siz, hem de hocanız makul bir sürede ilerleme kaydedilmediyse yön değiştirme zamanının geldiğini kabul edebilmelisiniz.

“Sosyal” olun. Alanınızdaki başka insanlarla, Çin’de bile olsalar, yazışıp tanışmanın yollarını bulun. Probleminiz ne olursa olsun başkalarıyla konuşarak daha kolay çözülür.

Vardığınız ara sonuçları yazın. Hele matematik/bilgisayar işlerindeyseniz LaTeX’le yazın. LaTeX bilmiyorsanız öğrenin.

Kanadalı büyük teorici dostum Ryan O’Donnell “işimin çoğunu bilgisayara yaptırıyorum” der. Boğaziçi’nde verdiği dersin bir saatini Internet’te probleminizi zaten birisi önceden çözmüş mü diye nasıl arama yapabileceğinizi, diğer saatini de bilgisayardaki matematik programlarıyla nasıl bilgisayarsız iyi bir matematikçiden onlarca kat hızlı iş çıkarabileceğinizi anlatmaya ayırmıştı. Bu nimetten iyi yararlanın.

Şu linkte (matematik özelinde) lise öğrencilerine yönelik yazılmış daha bir yığın araştırma tavsiyesi var. Neredeyse tümünün kendi çalışmalarım için de geçerli olduğunu söyleyebilirim. Bir göz atın.

Ve tabii Bol Bilim okuyun!

Teori nasıl mı yapılır?” üzerine 2 yorum

  1. Geri bildirim: Bol Bilim bir yaşında | BOL BİLİM

  2. Geri bildirim: Bundan makale olur mu? | BOL BİLİM

Yorum bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.