Yarışmak istemeyenler için akademik yarış

Yılbaşının gelmesiyle Twitter zaman akışım tanıdığım, tanımadığım akademisyenlerin yıl değerlendirmeleriyle doldu: “Bu sene çok verimli geçti, 7 makale, 5 proje önerim kabul edildi” veya “Harika bir yıl! Bizim lab bu sene yine dört Avrupa Birliği projesi aldı”. Güzel, gözümüz yok. Ya da var, bilemiyorum. Ama en gıcık şeylerden birisi akademik çalışmanın tamamen bir takım sayılar … Okumaya devam et Yarışmak istemeyenler için akademik yarış

Akademik liderliğiniz ne renk?

Hollanda akademik hayatında, Türkiye akademik hayatımda çok karşıma çıkmayan bir konu var. “Bu yıl kendini geliştirmek için ne yaptın” diye özetlenebilir. Utrecht Üniversitesi, çalışanlarının zamanlarının %10’unu kendileri için harcamalarını istiyor. Örneğin, “daha iyi nasıl ders verebilirsiniz” diye bir çalıştaya gitmek, “proje yazmanın püf noktaları” seminerlerine katılmak bunlar arasında sayılıyor. Genelde bu etkinlikler uzun soluklu oluyor. … Okumaya devam et Akademik liderliğiniz ne renk?

Akademinin en gıcık beş hali!

Yıllardır akademinin içindeyiz, şu dönem sonları kadar stresli bir zaman yok. Finaller, bütünlemeler, dönem sonu notları, yeni öğrenci kabulleri, yüzüp yüzüp sonunda gelinmiş makalelerin bitirilmesi, yeni proje önerilerini yazmak… Listenin sonu yok. Böyle zamanlarda insan benim bu girdapta ne işim var diyor. Hele bir de temmuz gelip, yaz bize gelmeyince bende bıkkınlık tavan yaptı. Biraz … Okumaya devam et Akademinin en gıcık beş hali!

Araştırma için ilk adımlar

Dünya'nın pek çok yerinde olduğu gibi Türkiye'de de araştırma yapmaya geç başlanıyor. Lisans seviyesindeki arkadaşların da projelere katıldıkları oluyor elbette. Ancak bu oldukça nadir. Aslına bakarsanız çoğu zaman yüksek lisans seviyesinde bile tam anlamıyla araştırma yapıldığı söylenemez. Araştırma doktora seviyesinde yapılır diye bir ezber tutturulmuş gidiyor. Peki nasıl başlamalı? Bu önemli soru da bizi işin … Okumaya devam et Araştırma için ilk adımlar

1,5 x hızda dersler

Dersleri çok uzatıyoruz. Yani, bir dönem boyunca bir derse gereğinden fazla zaman veriyoruz. İşte hesap ortada: Bir dersi kabaca 13-14 hafta işliyoruz. Ortalama bir dersin de haftada üç saat olduğunu düşünürseniz, aşağı yukarı 40 saati tek bir derse ayırıyoruz. 40 saat! Biraz da bu nedenle, hoca ayrı, öğrenciler ayrı dersten sıkılıyorlar. Dönemin sonlarına doğru konsantrasyon … Okumaya devam et 1,5 x hızda dersler

Denetimin Hikayesi: Yazdıklarımıza bizden sonra neler oluyor?

Akademisyenliğin birçok zamanı, proje hazırlamak, makale yazmak ile geçiyor. Tamamlayıp gideceği yere gönderdikten sonra, ummalı bir bekleyiş başlıyor. Eğer bir konferansa bildiri gönderdiyseniz, genelde sonuçların ne zaman açıklanacağı belli olduğu için o zamana kadar “rahatsınız”. Bir dergiye makale gönderdiyseniz, bazen aylar, bazen yıllar süren bir bekleyiş. Peki, biz yazdıklarımızı gidecekleri yere gönderdikten sonra arkada neler … Okumaya devam et Denetimin Hikayesi: Yazdıklarımıza bizden sonra neler oluyor?

Dünyayı değiştirecek projeniz nedir?

Yıllardır öyle böyle araştırma projeleri yazıyoruz. Hollanda’ya geldikten sonra, acaba burada bu işin yolu yordamı farklı mı diye düşünürken, üniversiteden çevrim içi bir proje dersi yazma dersinin ilanı geldi. Kaçırır mıyım hiç? Hemen atladım. Şansıma dersi veren kişinin, bir ay sonra da bir günlük bir çalıştayı oldu; hızımı alamadım ona da gittim. Özünde proje yazmak … Okumaya devam et Dünyayı değiştirecek projeniz nedir?

Yeni üniversite, yeni bölüm: Nereden başlasam?

Türkiye'de 14 yıl boyunca aynı üniversitede çalıştım. Toy bir öğretim üyesi olarak başladım. Sonra öğrencilerim oldu, dersler verdim, projelere katıldım. Büyüdüm. Ve üniversitede kendime bir yer edindim. Ardından bir rahatlık geldi üzerime. O baş belası konforlu alan ve o alanın cazip hediyesi gevşeme. Belki de bir çeşit özgüven patlaması ya da buralar benden sorulur havası... Bilemiyorum.  … Okumaya devam et Yeni üniversite, yeni bölüm: Nereden başlasam?

Türkiye Akademisi’nden Hollanda Akademisi’ne Kısa bir Yolculuk

Yaklaşık altı aydır Hollanda’dayız. Ben, Utrecht Universitesi, Bilgisayar Bilimleri’nde hocalık yapıyorum, İlker ise Erasmus Üniversitesi, Ekonometri Enstitüsü’nde. Yani, yıllardır alışık olduğumuz akademik ortamın dışında, ama yine de akademinin içindeyiz. İnsan, içinde bulunduğu kuruma alıştıkça, bir rahatlama içerisine giriyor. Buralar benden sorulur hissi belki de. Yeni bir kuruma, hele başka bir ülkede yeni bir kuruma gidince, … Okumaya devam et Türkiye Akademisi’nden Hollanda Akademisi’ne Kısa bir Yolculuk

“Merhaba, ben burada yeniyim.”

Uzunca bir aradan sonra tekrar bir Bol Bilim yazısının başına oturdum. Değmeyin keyfime. Bazılarınızın zaten haberi vardır. Senenin başında Hollanda'da çalışmaya başladık. Taşınmaydı, yerleşmeydi derken aylar hızla geçti.  Meğer yeni bir çevreye alışmak ne kadar meşakkatli bir işmiş, ne çok zaman alırmış... Sonunda ufak ufak alıştık. Hatta yeni hayatımıza ısınmaya bile başladık. Bu yazıda yeni … Okumaya devam et “Merhaba, ben burada yeniyim.”