Yürek hoplatan öğrenci değerlendirmeleri

blameteachers

Yıllardır hocalık yapıyorum. İrili ufaklı her türlü sınıfta derse girdim. Yine de her dönemin sonunda öğrenci değerlendirme sonuçları gelince dizlerimin bağı çözülüyor. Öğrencilerin eleştirilerini kendi süzgecimden geçirmeyi zamanla öğrendim. Yani öyle sanıyorum. Ancak ilk başlarda nasıl zorlandığım dün gibi aklımda…

“Çok sıkılıyordum. Bence öğrencinin not tutmasını sağlamak için çalışmalar yapılmalı.”

“Neden insanlara zorla teori verilmeye çalışılıyor? Üstüne üstük İngilizce olunca, insanın derslere gidesi gelmiyor.”

“Ama hocam biraz daha az karışık anlatın dersi, inanın kayboluyor insan derste bazen. ‘Feasibility’, hop ‘infeasibility’, hop ‘dual’ derken bakmışım ki uyukluyorum.”

İnsan üzülüyor haliyle. Hele yeni hoca olmuş birisini daha çok hırpalıyor tüm bu yazılanlar. Oysa tüm kalbimle dersimi en iyi şekilde vermeye çalışmıştım. Hâlâ da öyle yapmaya gayret ediyorum. Ancak tüm sınıfı, hele büyük bir sınıftaki herkesi memnun etmek oldukça güç. Bir denge noktası var elbette; hani biraz onların eleştirilerini dikkate aldığın, biraz da her iyi hoca gibi onları zorlamakta ısrar ettiğin bir nokta. O denge gelişiyor zamanla. Ağır ağır belki ama sonunda gelişiyor.

Bu yazıyı okuyanların arasında dersine gelen yorumlar ile morali çok bozulmuş arkadaşlar olduğundan eminim. İlk onlara sesleneyim müsaadenizle: İnsanlar eleştiriye gelince bonkör, övgüye gelince cimri oluyorlar. Kafası atan hemen klavyenin başına geçiyor ama dersi seven yorum yapmaya üşeniyor nedense. Keşke üşenmese! Ah keşke. Fakat durum bu.

Bu arada öğrencilerin değerlendirmelerinin kıymetiharbiyesini eleştirenler de var. Ben tam o kanaatte değilim. Bu eleştirilerin arasında işime yarayacaklar pekâlâ çıkabilir. Hatta çoktan çıktı. Örneğin bu arkadaşın yazdıklarını okuduktan sonra ders notlarımda önemli olduğunu düşündüğüm noktaları daha dikkat çekici yapmaya başladığımı hatırlıyorum.

“Ancak bir dönem boyunca aynı formatta slaytlar görmek biraz sıkıcı oluyor. Dikkati daha çok toparlayabilecek farklı renkler, değişik fontlar daha dikkat çekici hale getirebilir.”

Yine de, ne olursa olsun eleştirileri filtreleyip dikkate almalı. Bakın mesala kadın hocalar, öğrenciler tarafından erkek hocalara nazaran daha acımasızca eleştiriliyorlar. Bu konuda bir yazı ve bir çalışma önerebilirim. Yazılan değerlendirmelere bir de bu gözle bakmalı.

Öte yandan bir yıl yazılanlar, diğer yıl yazılanları tutmayabiliyor. Tüm bunların birikmesi için de belirli bir sürenin geçmesine müsaade etmek gerek. Şu aşağıdaki yorumları iki ayrı dönemde görünce biraz rahatlamıştım açıkçası.

“Yüzde 30 gibi bir ödev oranı konduğunda, insanların ödevi kopya çekmesi veya yapılmış bir kağıda isim yazdırmaları kaçınılmaz. […] Umarım bu yazdıklarıma ilgi gösterirsiniz. Bazı ödevleri ben de kopya çektim ve bundan hiç memnun değilim.”

“Zorunlu ödevler ve puanları artırılmalı.”

Hatta bir sonraki yıl bu tür eleştirileri -özellikle de birbirleriyle çelişenleri-  bir sunumda toplayıp, dönemin ilk dersinde yeni sınıfımdaki arkadaşlara gösterdim. Bu ilk ders sunumu, zamanla bir gelenek haline geldi ve çok işime yaradı. Hem yazdıklarını dikkate almaya çalıştığımı gördüler, hem de bazı dileklerinin neden gerçekleşmediğini.

“Belki pek çok insan bana kızacak ama bence iki proje verilebilir […] Madem öyle neden öğrendiklerimizi daha çok pratiğe dökme uygulaması yapmayalım? Bence iki proje ideal olacaktır.”

“Proje olmasın çünkü hiçbir öğretici yanı yok. “

Eleştiriden eleştiriye de fark var şüphesiz. Hele bazı yazılanlar var ki, mecburen oturduğum o kürsüden beni kaldırıp “Doğru ya!” dedirtiyor. İyi de ediyor.

“Ayrıca sınav içeriklerinin de değiştirilmesi taraftarıyım. Derslere girmiş, oturup 3-5 saatini olsun ayırmış, çalışmış birinin rahatlıkla yapabilmesi gereken hediye babında bir soru olmalıydı her sınavda. En azından 20-30 puanı garantileyip sonra daha fazlası için kasmalıydık. Ama sınavda kolay soru arıyorum moral olsun diye yok, yok, yok!! Bize de yazık…”

 

Başta yazdığım gibi dersten memnun olan arkadaşların yorumlarını pek görmüyoruz. Ders aralarında, ofis saatlerinde ya da dönem sonunda onlarla konuşmak bana iyi geliyor. Biraz da onların gözünden bakmış oluyorum kendi dersime. Tahmin edilenin aksine, yüz yüze konuşunca pek çok arkadaş açıkça düşündüklerini söylüyor. Samimiyete, samimiyetle karşılık veriyorlar. Ben de sene sonunda değerlendirmelere bakarken sık sık onlarla konuştuklarımızı düşünüyorum. Moralimi yükseltiyor.

Proje değerlendirmelerine katılmış olanlarınız varsa bilirler. Bir proje notlanırken, tek kalmaları durumunda en yüksek ve en düşük notlar ortalamaya katılmaz. Belki de varyansın çok yüksek olduğu derslerde öyle yapmalı. Ya da en kötüleri çıkarın, en iyiler kalsın. O kadar üçkağıt olur. Bal gibi de olur. Çaktırmayın. Aramızda.

 

Yürek hoplatan öğrenci değerlendirmeleri” üzerine 4 yorum

  1. burayı da dilek-şikayet kutusuna dönüştüreyim bari.
    Uzun zamandır yazınızı görmüyoruz. keşke her haftaya sizin yazınızla başlasak ne çok gaza gelirim ben. Her sınavda bir moral sorusunun olması aşırı mantıklı, çok hoşuma gitti.
    Derslere giren bir akademisyen olarak ne bu sürekli not?
    Ben quizlerin tamamını isimsiz yapıyorum. Öğrenciye dersin en başında öğrenme hedeflerini bir slaytta veriyorum. Ders sonunda gerçek hayattan senarize bir soru soruyorum. Onlar da ders boyu öğrenmeye didiniyorlar. Sınavda Ekip oluşturuyorlar tartışıyorlar akıllarına gelen herşeyi yazıyorlar. Kopya çekmek de serbest. Özgürce kendilerini ifade ediyorlar not korkusu olmadan. Daha önceki senelerde quizler hep 5-10 puan arası iken. Bu sene başarının ciddi bir şekilde arttığını gözlemledim. Ayrıca öğrenciler isimsiz olunca daha kolay sevgisini ifade ediyor. Sevgi dolu yazılara baktıkça mutlu oluyorum. İşte böyle bir ek formül buldum normalde çok sıkıcı olabilen toksikoloji dersimize.

  2. benim öğrencilerim yorumları

    “lskdjfhşosdırrgnzçkjduf”

    yorum bölümüne bir şey yazmadan sınav sonuçlarını göremiyorlar ve genelde aldığımız sonuç bu 🙂

  3. Merhaba Hocam,
    Sadece şu yazınızdan dersinize ve öğrencilerinize ne kadar önem verdiğiniz net bir şekilde görülebiliyor.
    Paylaştığınız değerlendirmelerde size karşı bir olumsuz değerlendirme göremedim, daha çok sisteme karşı eleştiri yapılmış bence. Yani 2.projeyi isteyen arkadaş daha çok çalıştırılmak kırbaçlanmak isterken projenin yararlı olmadığını düşünen arkadaş zaman kaybı olarak görüyor.
    Ama kadın hocalara karışı daha acımasız olunduğunu yazmışsınız ama bu kesinlikle doğru değil, kimsenin kadın-erkek diye düşünüp umursadığını düşünmüyorum. Bunun sizin tarafınızda 2 açıkması var .
    1-Duygusal bir insansınız, 2-Sizde biraz feministik var .
    iyi günler dilerim.

Yorum bırakın

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.